Kalori Miktarları
Sebzeler
Miktar | Kalori | Yağ | Lif | Prot. | Carb. | Sod. | Demir | |
Brokoli | 1 Demet | 170 | 2 gr | 18 gr | 18 gr | 32 gr | 164 mg | 5 mg |
Domates | 1 Adet | 26 | 0.5 gr | 1.5 gr | 1 gr | 5.5 gr | 11 mg | 0.5 mg |
Havuç | 1 Adet | 26 | 0 | 2 gr | 0.5 gr | 6 gr | 21 mg | 0 |
Ispanak | 1 Demet | 75 | 1 | 9 gr | 9.5 gr | 12 gr | 268.5 mg | 9 mg |
Karnıbahar | 1 Adet | 144 | 1 gr | 14 gr | 11 gr | 30 gr | 172.5 mg | 2.5 mg |
Mantar | 1 Kase | 17 | 0 | 1 gr | 1.5 gr | 3.2 gr | 2.8 mg | 1 mg |
Marul | 1 Adet | 64 | 1 gr | 7.5 gr | 5.5 gr | 11 gr | 49 mg | 2.5 mg |
Mısır | 1 Adet | 77 | 1 gr | 2.5 gr | 3 gr | 17 gr | 13.5 mg | 0.5 mg |
Patates | 1 Adet | 96 | 0 | 2 gr | 2.5 gr | 22 gr | 7 mg | 1 mg |
Salatalık | 1 Adet | 39 | 0 | 2 gr | 2 gr | 8 gr | 6 mg | 1 mg |
Sarımsak | 1 Diş | 4.5 | 0 | 0 | 0 | 1 gr | 0.5 mg | 0 |
Soğan | 1 Adet | 41 | 0 | 2 gr | 1 gr | 9.5 gr | 3 mg | 0 |
Meyveler
Miktar | Kalori | Yağ | Lif | Protein | Carb. | Sod. | C Vit. | |
Armut | 1 Adet | 100 | 0.5 gr | 4 gr | 0.5 gr | 25 gr | 0 | 6.5 mg |
Avokado | 1 Adet | 323.5 | 31 gr | 10 gr | 4 gr | 15 gr | 20 mg | 16 mg |
Çilek | 1 Kase | 45.5 | 0.5 gr | 3.5 gr | 1 gr | 10.5 gr | 1.5 mg | 86 mg |
Elma | 1 Adet | 81 | 0.5 gr | 3.5 gr | 0 | 21 gr | 0 | 8 mg |
Erik | 1 Adet | 100 | 0.5 gr | 4 gr | 0.5 gr | 25 gr | 0 | 6.5 mg |
Greyfurt | 1/2 Adet | 41 | 0 | 1.5 gr | 1 gr | 10 gr | 0 | 44 mg |
Karpuz | 1 Kase | 48.5 | 0.5 gr | 1 gr | 1 gr | 11 gr | 3 mg | 12 mg |
Kiraz | 1 Kase | 104 | 1.5 gr | 3.5 gr | 1.5 gr | 24 gr | 0 | 10 mg |
Kivi | 1 Adet | 46.5 | 0.5 gr | 2.5 gr | 1 gr | 11.5 gr | 4 mg | 74.5 mg |
Limon | 1 Adet | 21.5 | 0.5 gr | 5 gr | 1.5 gr | 11.5 gr | 3 mg | 83 mg |
Mandalina | 1 Adet | 37 | 0 | 2 gr | 0.5 gr | 9.5 gr | 1 mg | 12 mg |
Muz | 1 Adet | 108.5 | 0.5 gr | 3 gr | 1 gr | 27.5 gr | 1 mg | 10.5 mg |
Nektarin | 1 Adet | 66.5 | 0.5 gr | 2 gr | 1.5 gr | 16 gr | 0 | 7.5 mg |
Portakal | 1 Adet | 61.5 | 0 | 3 gr | 1 gr | 15.5 gr | 0 | 69.5 mg |
Şeftali | 1 Adet | 42 | 0 | 2 gr | 0.5 gr | 11 gr | 0 | 6.5 mg |
Üzüm | 1 Kase | 58 | 0.5 gr | 1 gr | 0.5 gr | 16 gr | 2 mg | 3.6 mg |
Deniz Ürünleri
Miktar | Kalori | Yağ | Doy. Y. | Koles. | Prot. | Pot. | Sod. | |
Alabalık | 238 gr | 247.5 | 8.5 gr | 2.5 gr | 197.5 mg | 40 gr | 811.5 mg | 138 mg |
Dil Balığı | 163 gr | 148.5 | 2 gr | 0.5 gr | 78 mg | 30.5 gr | 588.5 mg | 132 mg |
Istakoz | 150 gr | 135 | 1.5 gr | 0.5 gr | 142.5 mg | 28 gr | 412.5 mg | 444 mg |
Karides | 4 Adet | 29.5 | 0.5 gr | 0 | 42.5 mg | 5.5 gr | 52 mg | 41.5 mg |
Kılıç Balığı | 136 gr | 164.5 | 5.5 gr | 1.5 gr | 53 mg | 27 gr | 391.5 mg | 122.5 mg |
Mezgit | 193 gr | 168 | 1.5 gr | 0.5 gr | 110 mg | 36.5 gr | 600.5 mg | 131 mg |
Midye | 1 Tane | 17 | 0.5 gr | 0 | 5.5 mg | 2.5 gr | 64 mg | 57 mg |
Ringa | 184 gr | 290.5 | 16.5 gr | 4 gr | 110.5 mg | 33 gr | 601.5 mg | 165.5 mg |
Sazan | 218 gr | 277 | 12 gr | 2.5 gr | 144 mg | 39 gr | 726 mg | 107 mg |
Som Balığı | 198 gr | 281 | 12.5 gr | 2 gr | 109 mg | 39.5 gr | 970 mg | 87 mg |
Ton Balığı | 85 gr | 87.5 | 1 gr | 0.5 gr | 40 mg | 18.5 gr | 346 mg | 31.5 mg |
Uskumru | 112 gr | 229.5 | 15.5 gr | 3.5 gr | 78.5 mg | 21 gr | 351.5 mg | 101 mg |
Yılan Balığı | 204 gr | 375.5 | 24 gr | 5 gr | 257 mg | 37.5 gr | 555 mg | 104 mg |
Alkollü İçecekler
Miktar | Kalori | Yağ | Alkol | Potas. | Sodyum | |
Bira | 1 Şişe | 146 | 0 | 13 gr | 89 mg | 18 mg |
Bloody Mary | 1 Kokteyl | 115.5 | 0 | 14 gr | 216 mg | 10.5 mg |
Cin | 1 Duble | 73 | 0 | 10.5 gr | 0 | 0 |
Cin Tonik | 1 Kokteyl | 171 | 0 | 16 gr | 11.5 mg | 4.5 mg |
Manhattan | 1 Kokteyl | 127.5 | 0 | 17.5 gr | 15 mg | 1 mg |
Martini | 1 Kokteyl | 156 | 0 | 22.5 gr | 12.5 mg | 2 mg |
Pina Colada | 1 Kokteyl | 262.5 | 2.5 gr | 14 gr | 100 mg | 11.5 mg |
Şarap, beyaz | 1 Kadeh | 70 | 0 | 9.5 gr | 82.5 mg | 9.5 mg |
Şarap, kırmızı | 1 Kadeh | 74 | 0 | 9.5 gr | 115.5 mg | 8 mg |
Tekila | 1 Kokteyl | 189 | 0 | 18.5 gr | 179 mg | 10.5 mg |
Viski | 1 Duble | 69.5 | 0 | 10 gr | 0.5 mg | 0 |
Votka | 1 Duble | 64 | 0 | 9.5 gr | 0.5 mg | 0 |
Kolesterol ve Trigliserid Düşürücü Diyet
Kolesterol ve Trigliserid Düşürücü Diyet | |||
Önerilen Gıdalar | Ölçülü Yenecek Gıdalar | Kaçınılması Gereken Gıdalar | |
Ekmek-Tahıl | Kepekli buğday Çavdar ekmeği Yulaf ezmesi Mısır Geverği Makarna Pirinç Bulgur | Açma Kruvasan Poğaça vb.. | |
Sütlü Ürünler | Yağsız süt Az yağlı peynir ve eritme peyniri Yağsız yoğurt Yumurta akı | Yarım yağlı süt yarım yağlı peynir (dil peyniri) Yarım yağlı yoğurt Yumurta (Haftada 2) | Tam yağlı süt Konsantre süt Taklit sütü Yağlı peynir ve yoğurt Kaymak, şanti |
Çorbalar | Sebze Çorbası Et suyu çorbası | İşkembe Çorbası Paça | |
Balık | Bütün beyaz etli ve yağlı balıklar (Izgara, buğulama) | Uygun yağda kızartılmış balık | Belirsiz yağda kızartılmış balıklar Balık yumurtası Havyar |
Deniz Ürünleri | İstiridye | Midye Istakoz | Karides Kalamar |
Et | Tavuk Hindi Dana Av eti | Yağsız sığır Kuzu (Haftada 1-2) Ciğer (Ayda 1) Dana jambon Dana ve tavuk sosis | Yağlı görünen tüm etler Kümes hayvanları derisi Ördek, kaz Sosis, salam Pastırma, sucuk |
Yağlar | Çoklu doymamış yağlar (Ayçiçeği, mısır özü, soya) Tekli doymamış yağlar (Zeytinyağı, hidrojene olmamış yumuşak margarin) | Tereyağı Hidrojene yağlar Sert margarinler İç yağı, kuyruk yağı | |
Sebze ve Meyva | Tüm taze ve dondurulmuş sebzeler Kuru baklagiller Haşlama patates | Uygun yağda kızartılmış patates ve sebze | Belirsiz yağda kızartılmış patates ve sebze Cips Tuzlu konserve sebzeler |
Tatlılar | Yağsız sütle yapılan tatlılar (Muhallebi, sütlaç, vs..) Meyva salatası Limon dondurması Aşure, pestiller Kuruyemişli sucuklar, cezerve | Çoklu doymamış yağ ve margarinle yapılan pasta ve bisküviler Badem tatlısı Helva | Dondurma Baklava Kremalı pasta Hazır pasta ve bisküviler Hazır pudingler Çikolata ve tüm hazır tatlılar |
Kuruyemiş | Ceviz Badem Kestane | Yer fıstığı Antep fıstığı | Hindistan cevizi Tuzlu eğlencelik |
İçecekler, Soslar | Çay Kahve, neskafe Az kalorili meşrubat | Az yağlı soslar | Fazla tuz Hazır salata sosları Mayonez |
*Kaynak:Türk kardiyoloji derneği koroner kalp hastalığından korunma ve tedavi kılavuzu (1998) |
Beslenme
Canlılarda büyüme, sağlık, üreme için gerekli besin maddelerinin alınması. Besinler, bedende gerçekleşen kimyasal tepkimeler için gerekli kimyasal enerjinin yanı sıra, bedene destek olan, hücrelerin oluşması ve yenilenmesi için gereken maddeleri de sağlarlar. Canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için çeşitli kimyasal bileşenler içeren besinler almaları gerekir. Sporculara güç kazandırmak için ya da şişmanlık, şeker hastalığı ve kalıtımsal bozukluklar gibi sorunlara da karşı da, özel beslenme rejimleri uygulanabilir. Dengeli bir rejimde kişinin aldığı kalori, bedenin gereksinmesine uygun olmalıdır. Beslenme rejiminin önemli bileşenleri proteinler, yağlar, karbonhidratlar, su, vitaminler ve tuzlar ile bazı az bulunan elementlerdir. Bunlar uygun ve dengeli biçimde alınmazlarsa, beslenme bozukluğu hastalıkları ortaya çıkar.
Kişinin dengeli beslenmesi için alınan besinler 5 grupta incelenir:
- Tahıl ve Ekmek Grubu
- Süt ve Yoğurt Grubu
- Et Grubu
- Sebze ve Meyve Grubu
- Yağ ve Şeker Grubu
Karbonhidratlar: Vücudun temel enerji kaynağıdır. Kişinin günlük enerji gereksiniminin %55'i karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bu bileşikler yiyeceklerde daha çok şeker ve nişasta biçiminde bulunur. Örneğin üzüm şekeri denen glikoz en basit karbonhidratlardan, yumrulu bitkilerin köklerinde depolanan nişasta ise en karmaşık karbonhidratlardan biridir. Karbonhidratça zengin yiyeceklerin yapısında genellikle glikozdan daha karmaşık şekerler ve nişastalar bulunur. Ama bu bileşiklerin tümü sindirim sıraında parçalanarak glikoza indirgendiğinden, yiyeceklerdeki bütün karbonhidratlar sonunda glikoz olarak kana geçer ve karaciğerde glikojen biçiminde depolanır. Vücuda enerji gerektiğinde, karaciğerdeki glikojen yeniden glikoza dönüşerek kan dolaşımı aracılığıyla hücrelere dağıtılır. Bu nedenle, kanda bulunduğu için kan şekeri de denen glikoz vücudun temel enerji kaynağıdır.
Proteinler: Vücudun yapı taşlarıdır. Kemikler, kaslar, deri, sinirler, kısacası vücudun büyük bölümü proteinlerden oluşur. Yiyeceklerle alınan proteinler sindirim sırasında parçalanarak aminoasitlerine ayrışır ve vücut, bu aminoasit deposundan seçtiği uygun yapıtaşlarını yeniden bir araya getirerek kendi dokularını oluşturan proteinleri yapabilir. Protein açısından zengin olan başlıca hayvansal yiyecekler yunurta, et, balık, peynir ve süt, bitkisel yiyecekler ise ekmek, patates, fındık ve ceviz gibi kabuklu yemişler, bezelye, fasulye ve mercimektir.
1 gr protein 4 Kal'lik bir enerji sağlar. Günlük enerjinin %10-15'i proteinden gelmelidir. Beslenmemizde proteinden zengin besinlere ihtiyaçtan fazla tüketmek, yetersiz tüketmek kadar zararlıdır.
Yağlar: Vücudun enerji ihtiyacında bir diğer besin grubu da yağlardır. Yağlar da karbon, hidrojen, ve oksijenden oluşur. Tereyağı, yağlı et, kaymak, peynir ve yumurta gibi yiyeceklerden alınan hayvansal yağlar ile mısır, ayçiçeği, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel yağlar dengeli beslenmede önemli bir yer tutar. Ama bu temel besinlerin fazla alınması zararlı olabilir. Bazı yağların kalp hastalıkları olasılığını artırdığına inanan birçok doktor, sağlıklı bir yaşam için özellikle hayvansal yağların fazla yenmemesini salık verir. 1 gr. yağ 9 Kal enerji sağlamaktadır.
Mineraller: Mineraller vücudun sağlılı kalabilmesi için gerekli olam kimyasal elementler ile bu elementlerin inorganik bileşikleridir. Her mineralin, öbür besin maddelerinin etkisini güçlendiren tamamlayıcı bir görevi vardır. En çok sütte ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynar. Süt ürünlerinde, yumurta sarısında, baklagillerde ve kuru yemişlerde bulunan fosfor da kemik ve dişlerin, kas ve sinir dokusunun yapıtaşlarındandır. İçme sularında bulunan flüorun da diş çürümelerini önlediği saptanmıştır.
Vitaminler: Vücuttaki bir takım biokimyasal işlemlerin devamında rol oynarlar, vücudun direncini artırır ve bazı vitaminler, vücuda alınan çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu önlerler. İlk bulunan vitaminler alfabenin değişik harfleriyle adlandırılmıştı. Sonradan bu bileşiklerin kimyasal yapıları belirlenince, askorbik asit, tiyamin ya da riboflavin gibi bilimsel adlar verildi. Ama bugün bile, vitaminlerin A, B, C gibi harflerle anılması çok yaygındır. Vitaminlerin çok az miktarda alınması vücut için yeterli olduğundan, çeşitli yiyeceklerle dengeli beslenen kişilerde vitamin eksikliği görülmez. Yalnız bazı hastalıklarda doktorlar, vücut sağlığına kavuşuncaya kadar normalden daha fazla vitamin alınmasını önerirler. Ama olağan koşullarda yiyeceklerdekiyle yetinmeyip gereğinden çok vitamin almanın hiçbir yararı yoktur; çünkü vitaminlerin çoğu vücutta depolanmaz ve günlük gereksinimden fazlası idrarla birlikte dışarı atılır.
Gıdaların Seçimi
Sağlıksız beslenme, birçok insanda, damar duvarlarının iç yüzeyinde yağ birikintilerinin oluşmasına yol açar. Zaman içinde, bu yağ birikintileri kan damarlarını daraltıp kan damarlarını daraltıp kan dolaşımını engeller. Kalbe giden yaşamsal kan damarlarının daralması ya da tıkanması ise kalp krizine neden olabilir.
Bu birikintiler büyük miktarda kan kolesterolü denen maddeyi içerir. Herkesin kanında kolesterol bulunur ama kalp hastalarında bu miktar genellikle daha yüksektir. Yüksek kolesterolün nedeni yediğimiz gıdalardır. Ama bu düzeyi etkileyen, genellikle düşünüldüğü gibi gıdalarda bulunan kolesterol değil, tükettiğimiz yağların türü ve miktarıdır. Bilmemiz gereken 3 değişik yağ türü vardır...
Doymuş Yağlar: Yüksek oranda doymuş yağ içeren bir beslenme kandaki kolesterol seviyesini ve zamanla kalp hastalıkları riskini artırır. Bu yüzden , tükettiğimiz doymuş yağ miktarını azaltmaya çalışmalıyız. Doymuş yağlar, yağlı sığır ve koyun eti gibi hayvansal ürünlerde ve katı yağlarda yüksek miktarda bulunur. Ayrıca tam yağlı süt peynir ve tereyağı gibi mandıra ürünleri de yüksek oranda doymuş yağ içerir.
Tekli Doymamış Yağlar: Zeytinyağında ve avokadoda yüksek oranda bulunur. Kandaki kolesterol düzeyini artırmadığı gibi, bazı uzmanlara göre de, düşürücü etkisi vardır.
Çoklu Doymamış Yağlar: Kandaki fazla kolesterolü düşürmede yardımcı olabilirler. Çoklu doymamış yağlar mısırözü, ayçiçeği, soya ve safran gibi bitkisel yağlarda ve bu yağlardan yapılan 'doymamış yağ oranı yüksek' ibaresini taşıyan ürünlerde bulunur. Uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklar da, kanda pıhtı oluşumunu önlemede yardımcı, bir tür çoklu doymamış yağ açısından zengindirler. Çoklu doymamış yağlar sağlığımız açısından yaşamsal değeri olan 'temel yağ asitlerini' içerirler. Bu yüzden, toplam yağ tüketimini azaltmak ve doymuş yağlar yerine doymamış ve özellikle çoklu doymamış yağları tüketmeye çalışmak çok gerekli bir çabadır.
Gıda Seçiminiz Ne Olmalı: İlk alışverişe gittiğinizde , elinize bir ürün aldığınızda durun ve ambalaj üzerinde yazılı, miktarına göre sıraya dizilmiş içindekiler kısmını kontrol edin. Bu ürünün her zaman aldığınız ürünlere göre daha sağlıklı olup olmadığına bakın. Yani, doymamış yağ ya da sindirilebilen türden lif oranı yüksek gıdalar satın almaya çalışın,doymuş yağ, şeker ve tuz oranı yüksek gıdalara dikkatle yaklaşın.
Gençken Başlamak
Sağlıklı beslenmeye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyidir. Çocukluk çağında başlayan alışkanlıklar hayat boyu sürer. Çocuklarınıza taze ve evde pişmiş yiyecek yedirmeye çalışın, yağlı çerezlerden ve cipslerden uzak durmalarını sağlayın. Ama büyümekte olan çocukların daha fazla enerjiye ihtiyaç duyduğunu unutmayın ve onları katı diyetlere sokmayın. Esmer ekmeği, tahılları, meyve ve sebzeleri yeterince yediklerinden emin olun.
Bu Gıdalar Yerine
- Tam yağlı peynir
- Yağlı süt ve krema
- Tereyağı, katı yağlar, sert margarinler
- Sosis. Salam gibi yağlı etler ve et ürünleri
- Kızartma yiyecekler
- Beyaz ekmek ve tatlandırılmış kahvaltılık gıdalar.
- Şekerli konserve meyveler , kek, bisküvi ve tatlılar
- Doymamış yağ oranı düşük salata sosları ve mayonez
Bu Gıdaları Tercih Edin
- Az yağlı peynir
- Yağı alınmış süt, az yağlı yoğurt
- Sıvı yağlar, doymamış yağ oranı yüksek margarinler
- Yağsız et, tavuk ve balık
- Izgara, haşlama ve buğulama yiyecekler
- Lif oranı yüksek tahıllardan yapılmış ekmek, pirinç, yulaf, hamur işi , fasulye ve baklagiller
- Taze meyve ve sebze, doğal meyve suları
- Az yağlı, doymamış yağ oranı yüksek salata sosları ve mayonez.
Düşünerek Yemek
Sağlık uzmanları tarafından geleneksel beslenme anlayışına karşı gazetelerde, dergilerde, kitaplarda ve televizyonda yapılan uyarılar bir gün meyvesini verecektir. Bu gün, birçok kişi beslenmeyle sağlık arasındaki bağlantıyı biliyor ve bu insanların sayısı her geçen gün artıyor.
Bir çok hastalık sağlıksız beslenme ile bağlantılıdır. Aşırı şişmanlık, kalp hastalıkları, sindirim bozuklukları, hatta bazı kanser türleri kötü beslenmenin sonucu olabilir.
Ama sağlığın bozulması kısa sürede olmaz. Hastalığın gelişimi hiçbir belirti olmadan yıllar sürebilir. Oysa, daha sağlıklı bir beslenmeye ve yaşam tarzına geçilmesi bütün bu hastalıkların önlenmesi için gerekli bir adımdır.
Sağlıklı bir beslenme uygulamak için aslında çok çabaya da gerek yoktur. Birkaç basit değişiklik sizi kısa sürede doğru adımlara götürecektir:
- Yağ tüketimini ve özellikle doymuş yağ miktarını azaltın, doymuş yağlar yerine doymamış yağları tüketmeye çalışın. Daha çok taze balık, yağsız et ve tavuk eti yiyin. Sosis ve hamburger gibi doymuş yağ oranı yüksek gıdaları yememeye çalışın.
- Kepek ekmeği, pişmiş kabuklu patates, lif oranı yüksek tahıllar, yulaf ve baklagillerin tüketimini artırın.
- Taze meyve ve sebzelerden bol bol yiyin.
- Tatlandırılmamış meyve suları ya da düşük kalorili hafif içecekleri yeğleyerek ve kek, puding, şeker ve bisküvi gibi şekerli gıdaları daha az tüketerek şeker miktarını azaltın.
Yemekleri pişirirken ve sofrada kullandığınız tuz miktarını sınırlandırın. Tuzlu çerezler gibi yağ oranı da yüksek gıdalar yerine taze meyve yiyin.
En Önemli 6 Risk Faktörü
Yanlış beslenme dışında, kalp hastalıklarına neden olan ve akılda tutulması gereken 5 önemli faktör daha vardır. Kalp hastalıkları riskini azaltmak için yapacağınız en iyi şey bunların altısına da dikkat etmektir.
- Sağlıklı gıdalar seçerek kalbinize yardımcı olun.
- Fazla kilolardan kaçının
- Yüksek tansiyonu önleyin
- Mümkün olduğu kadar stresten uzak durun
- Düzenli egzersiz yapın.
- Mutlaka sigarayı bırakmaya çalışın.
Kolesterol
Yüksek Kolesterolün Vücuda Verdiği Zararlar
Kanda aşırı miktarda bulunan kolesterol yavaş yavaş (yıllar içinde) damar duvarında birikir. Bu birikim sonucu o damarda daralma, tıkanma ortaya çıkar. Bu durum bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar. Kolesterol yüksekliğinde belirti ve bulgular çoğu zaman ani kolesterol yükselmesine bağlı değildir, uzun süreli kolesterol yüksekliğinin damar duvarında kolesterol birikmesine yol açmasının sonucudur. Yani kolesterolünüz şu andaki değerinin 2-3 katına yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zararı olmaz. Asıl sorun sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekliği olmasıdır.
Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi bu damarlarda tıkanma ve daralmanın sonucu göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi sorunlara neden olur. Bunların sonucu hasta koroner by pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyabilir.
Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olması felçlere, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına yol açar.
Böbrek damarlarında kolesterol birikimi yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri daha küçük damarları tıkayarak çok değişik sorunlara yol açabilirler: Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak ölümüne, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene... yol açabilirler. Kolesterol yüksekliğine bağlı sorunlar ortaya çıktığı zaman hasta geç kalmış olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekliğini önlemek, yükselmişse düşürmek çok önemlidir.
Kolesterol - yüksek tansiyon ilişkisi
Kolesterol ve yüksek tansiyon arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Yani kolesterol yüksekliği yüksek tansiyona, yüksek tansiyon kolesterol yüksekliğine yol açmaz. Ancak ikisinin hedefi ve zarar verdiği organ aynıdır: Kan damarları. Yüksek tansiyon kan damarındaki basıncı yükselterek aşınma, yırtılmalara neden olur. Bu durum su borusu içindeki basıncın artmasına bağlı sorunlara benzetilebilir. Yüksek kolesterol de damar duvarında kolesterol birikimine yol açarak damarlarda daralma, tıkanmalara yol açar. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği kan damarına diğerinin verdiği zararın şiddetini arttırır ve ortaya çıkmasını çabuklaştırır. Bu nedenle hem kolesterol yüksekliği hem de yüksek tansiyon tedavi edilmelidir.
Tedavide temel prensipler
Yüksek kolesterolün kontrol altına alınması ile yaşam süresinin uzadığı, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin azaldığı ve kalıcı sakatlıkların önlendiği kesin olarak gösterilmiştir. Kolesterol yüksekliğine ilaveten şişmanlık, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi de planlanmalıdır.
Tedavi 2 aşamada gerçekleştirilir:
- İlaç dışı tedavi
- İlaç tedavisi
Her hasta için tedavi farklılıklar taşır. İlaç dışı tedaviler kesinlikle ihmal edilmemelidir. İlaç tedavisi kesinlikle doktor denetiminde olmalıdır.
Tedavide hedef belirlenirken LDL-kolesterol düzeyinin esas alınması tercih edilir. Hedef LDL-kolesterol düzeyi hastada kalp ve damar hastalığının olup olmadığına göre değişir.
- Kişide kalp ve damar hastalığı yoksa LDL-kolesterol düzeyinin 130 mg/dl’nin altına düşürülmesi yeterlidir.
- Kişide kalp ve damar hastalığı varsa hedef LDL-kolesterol düzeyi 100 mg/dl’nin altı olmalıdır. Yani kalp krizi geçirmişseniz, koroner arter daralmasına bağlı göğüs ağrınız varsa, koroner damar ameliyatı geçirmişseniz, koroner arterler balon ile genişletilmişse, beyine, böbreğe, bacaklara giden damarlarda kolesterol birikimi varsa hedef LDL-kolesterol düzeyi 100 mg/dl’nin altıdır.
İlaçsız tedaviler
İlaçsız tedaviler yaşam düzeninin değiştirilmesi olarak da isimlendirilir. Yüksek kolesterol tedavisinde en önemli konu ilaçsız tedavilerdir, kesinlikle ihmal edilmemelidir. İlaçsız tedavilerde yapılan ihmal kolesterol düşürmek amacı ile kullanılan ilaçların başarısını da azaltır.
İlaçsız tedavilerin başında beslenme alışkanlığının değiştirilmesi gelir. Beslenme alışkanlığından ayrı bir konu halinde bahsedilmiştir.
Sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Sigara da kolesterol yüksekliği gibi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Sigara ayrıca akciğer kanseri, akciğer hastalığı, beyin kanaması ve birçok kansere de zemin hazırlar.
Hastada yüksek tansiyon varsa, yüksek tansiyon tedavisinde geçerli olan ilaç dışı tedaviler ihmal edilmemelidir. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliğinde uyuglanan ilaç dışı tedaviler birbirine benzerlik gösterir. Yüksek tansiyonlu hastalarda ilaveten beslenme ile alınan tuzun da azaltılması gerekir.
Şeker hastalığı kontrol altına alınmalıdır. İnsülin kullanmak gerekiyorsa kaçınılmamalıdır.
Şişmanlık kesinlikle kontrol altına alınmalıdır. Şişmanlık tedavisi için bazı ipuçları Nasıl zayıflarım başlığı altında verilmiştir.
Düzenli egzersiz HDL-kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL-kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür. Hastalar düzenli egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmelidirler. Haftada en az 3, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süre ile yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapılmalıdır.
Alkol HDL-kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, ancak alkolün insan sağlığı ve sosyal yaşantı üzerine çok sayıda olumsuz etkisi olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle alkol alımı kesinlikle sınırlandırılmalıdır. İzin verilen etil alkol miktarı erkeklerde günde 30 ml, kadınlarda günde 15 ml’dir. 30 ml etil alkol 720 ml bira, 300 ml şarap, 60 ml 100 derece viski ve 60 ml rakıda bulunur.
Beslenme
Yüksek kolesterol tedavisinin olmazsa olmaz koşuludur. Vücut gereksinimi olan kolesterolü kendisi üretebilir bu nedenle diyetle kolesterol almaya gerek yoktur. Beslenme konusunda tedavi planı beslenme uzmanı ile birlikte yapılmalıdır.
Doymuş yağlardan ve kolesterolden fakir diyet seçilmelidir. Sıvı yağlarda doymamış yağ daha fazladır, tercih edilmelidir. Genel olarak sebze, meyve ve hububat tercih edilmelidir. Kızartmalardan kaçınınız. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih ediniz. Yüksek tansiyonunuz varsa tuzu azaltınız. Karaciğer, böbrek ve beyin gibi kolesterolden zengin etlerden uzak durunuz. Gıdaların yağ ve kalori içeriklerine dikkat edilmelidir. Yağı azaltılmış peynir, sütü tercih ediniz. Diyet peynir, diyet süt kullansanız bile bunları sınırlı miktarda tüketiniz.
Kolesterol ve fındık
Fındığın kalp sağlığı üzerine olumlu etkileri gösterilmiştir. 1998 yılında yayınlanan, 86.000 hastayı içeren, 14 yıllık takibi olan bir çalışmada haftada en az 140 gram fındık yiyenlerde kalp ve damar hastalıklarına daha az rastlanmıştır. Yapılan başka çalışmalarda da fındığın iyi kolesterolü yükselttiği ve kötü kolesterolü düşürdüğü gösterilmiştir. Fındığın fazla tüketilmesinin kilo alınmasına yol açacağı unutulmamalıdır.
Vitaminler
Vitamin ve minerallerin insan sağlığı için taşıdığı önemi biliyor musunuz ?
Vitaminlerin hastalıktan koruyucu ve tedavi edici özellikleri günümüzde kesinlik kazanmıştır. Vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması ise dengeli beslenme ile doğrudan ilgili. Üstelik dengeli beslenme bile bazı durumlarda vitamin ihtiyacının karşılanması için yeterli olmayabilir.
Peki Ya Siz... Hangi Vitaminlere Gereksinmeniz Olduğunu Biliyor musunuz ?
Yoğun bir iş temposu içindeyseniz...
Stres altındaysanız...
Stres ve yorgunluk üre yoluyla vücuttan daha fazla vitamin atılmasına neden olur. Enerjinizin ve sinirsel fonksiyonlarınızın devamı için B ve C vitaminleri, kalsiyum, magnezyum ve bakır minerallerine gereksinmeniz vardır.
Sigara içiyorsanız...
Tek bir sigara, kanınızdaki 25 mg C vitaminini tüketir. Örneğin günde bir paket sigara içiyorsanız, C vitamini ihtiyacınızı karşılamak için her gün ya 12 portakal yemelisiniz ya da 500 mg. C vitamini kullanmalısınız.
Alkol alıyorsanız...
Alkol bazı vitaminlerin emilimini ve kullanımını engeller. Alkollü içki içiyorsanız sağlığınız için B1, B6, C, folik asit, magnezyum ve çinko almalısınız.
Perhiz yapıyor ya da düzensiz besleniyorsanız...
Perhiz ya da düzensiz beslenme, aldığınız besin çeşitlerinin azalmasına ve dolayısıyla vitamin eksikliğine neden olur. Bu nedenle diyetinizi mutlaka A, B, E, C vitaminleri ve gerekli minerallerle desteklemelisiniz.
Hamileyseniz... ya da bebeğinizi emziriyorsanız...
Sorunsuz bir hamilelik geçirmeniz, sizin ve bebeğinizin sağlığı için bu dönemlerde vitamin takviyesi gerekir. Sizin için en gerekli vitamin ve mineraller folik asit, A, C, E, B6, B12 vitaminleri ile demir ve kalsiyumdur.
Doğum kontrol hapı kullanıyorsanız...
Oral kontraseptiflerdeki östrojen, vücudunuzun vitamin dengesini bozar ve bazı vitaminlerin tükenmesine neden olur. Bu nedenle bu dönemde folik asit ve B6 vitamini almanız gerekir.
Menopoz dönemindeyseniz...
Bu dönemde değişen hormonal denge nedeniyle vücudunuzun kalsiyum ihtiyacı artar. Kalsiyumun vücudunuz tarafından kullanılabilmesi için mutlaka yanında D vitamini almalısınız.
Büyüme ve gelişme çağındaysanız...
Gelişme çağı, besin gereksiniminin son derece arttığı bir dönemdir. Yoğun enerji harcanması ve vücut gelişiminin hızlanması vitamin gereksinimini artırır. Bu çağda en gerekli vitaminler B ve C vitaminleri ile bazı minerallerdir.
60 yaşın üzerindeyseniz...
Bu dönemde bağırsakların vitaminleri emme işlevinin azalması ve sağlıklı besin hazırlama konusundaki ilgisizlik vitamin eksikliğine neden olur. Sizin için en gerekli vitamin ve mineraller E, C, B, demir ve kalsiyumdur.
Spor yapıyorsanız...
Egzersiz sırasında ve sonrasında vücudunuzun enerji gereksinimi artar. Sağlığınızı korumak için vitamin ihtiyacınızı karşılamalısınız. Sizin için alınması şart olan vitaminler C, E ve B vitaminleridir.
Vitaminler | Bağışıklık Sistemine Etkisi | Nelerde Bulunur ? |
A | Cildi mikroorganizmalardan koruyup çeşitli savunma hücrelerini uyarıyor. | Süt, peynir, ciğer, ton balığı |
C | Bakteri savunmasını artırıyor. Zararrlı serbest radikallerden koruyor. Yabancı organizmaları yok eden aktif T hücrelerini meydana çıkarıyor. | Sebze ve Meyveler (özellikle yabani iğde, biber, brokoli, turunçgiller) |
E | Hücre zarındaki lipidleri serbest radikallerden koruyor. | Bitkisel yağlar, süt ürünleri, balık ve fındık. |
B6 | Bağışıklık hücrelerinin oluşumunda yardımcı faktör. T, B hücreleri ve antikor üretiminde önemli savunma hücrelerini yönlendiriyor. | Som balığı, Sardunya, soya fasulyesi, ceviz, ciğer. |
Beta Karoten | Serbest radikallerin saldırısından koruyor. | Havuç, kırmızı biber, yeşil lahana, ıspanak |
Lipid | Yağ asitleri bağışıklık hücrelerinin önemli bir yapı taşı. Doku hormonlarının çıkış maddesi. | Balık yağı, soya yağı ve kolza yağı. |
Çinko | Hücre olgunlaşması, savunma hücrelerinin sayısını ve aktivitesini artırıyor. Fazlası zararlı. | ıstiridye, et, yumurta ve süt ürünleri. |
Selenyum | Soğukalgınlığı sürecinde gerekli. | Arpa, et, balık, avakado. |
Demir | Fazla ve eksik olması hücre savunmasını kötü etkiliyor. | Kırmızı et, ciğer, sebze, arpa |
Likopen | Domatese rengini veren madde serbest radikalleri yakalıyor ve lenfositlerin çoğalımını teşvik ediyor. | Domates (sosu, çorbası, salçası, ketçap ) |
Dondurmanın Tarihçesi
Dondurmanın 3000 yıl kadar önce Çinliler tarafından üretildiği biliniyor.İlk ticari dondurma tesisi kuruluş yeri: İngiltere.Yılı ise 1851.Bu tarihten sonra dondurma sektörünün hızla geliştiği görülüyor.Bu gelişme o kadar hızlı ve güçlü oldu ki bazı beslenme uzmanlarınca 20.yy' ın ikinci yarısı dondurma çağı olarak nitelendirildi.Ülkemizde ise çağdaş üretim tesislerinin kurulmasına kadar, dondurma uzun süre ev, pastane, sokak, otel dondurmacılığı çerçevesinde, sınırlı bir bulunabilirlik içinde varlığını sürdürdü.
Dondurma Nedir?
Dondurma, Devlet Planlama Teşkilatı klasmanına göre süt ürünü gıdalar kategorisinde yer almaktadır, çünkü dondurma, süt ürünlerinin (süt, süt tozu, kaymak), çeşni maddelerinin (şeker, kakao, meyve konsantresi/püresi, fındık), kıvam artırıcı maddelerin (gıda maddesi tüzüğünde yer alanlarının) karıştırılması, homojenize ve patörize edilerek soğutulup ambalajlarda dondurulması sonucunda elde deilir.Tüketiciye dondurulmuş olarak sunulur.
Türkiye'de halk arasında kısaca dondurma diye adlandırılan ürün grubu aslında oldukça geniştir.Bu ürün grubunda yer alan ve hammadde farklılıklarına göre isimlendirilen buz krem, sorbe, buz meyve gibi ürünler tüketicilere değişik lezzetler sunar.
Günümüzde beslenme uzmanları, dondurmanın yararlı bir besin olduğu konusunda görüş birliği içindeler.
Dondurmanın Beslenmedeki Önemi
Bilindiği gibi, her gıda maddesinin insanın günlük tüm besin ihtiyacını dengeli şekilde karşılaması beklenemez.Dondurma ise belli bir üstünlüğe sahiptir.Sütün besin öğelerini sütten daha yoğun bir biçimde içeren yararlı ve besleyici bir gıda maddesidir.
100 gr. dondurma ortalama;
- 135 mg. kalsiyum
- 115 mg. fosfor
- 100 mg. sodyum
- 160 mg. potasyum
- 0.1 mg. demir
- 130 mg. A vitamini
- 0.21 mg E vitamini
- 0.25 mg. B2 vitamini
- 0.13 mg. niacin içermektedir.
Dondurma ve Sütün Başlıca Bileşimleri
Gıda Maddeleri | Dondurma (%) | Süt(%) |
Süt Yağı (Çeşide göre) | 4-10 | 3.5 |
Süt Tozu (Yağsız) | 10 | 8.5 |
Şeker / Glikoz Şurubu | 18 | - |
Tamamlayıcılar | 1 | - |
Toplam Kuru Gıda Maddesi | 34-39 | 12 |
Dondurma ve Sütün Besleyici Elemanları
Dondurma(100 gr) | Süt(100 gr) | |
Hacim (cc) | 200 | 100 |
Karbonhidrat (gr) | 21.5 | 4.7 |
Yağ (gr) | 6.6 | 3.5 |
Protein (gr) | 3.6 | 3.2 |
Enerji (Kcal) | 166 | 64.5 |
Dondurma vitamin ve mineraller açısından da zengindir.
Kalp
Kanserden sonra en çok korkulan hastalıklardan biri de enfarktüs. Her yıl binlerce insan enfarktüs geçiriyor ve yine binlerce insan bu sebepten ölüyor. Ve bunların arasındaki üç kişiden biri kadın. Yani eskiden inanıldığı gibi sadece erkeklerde görülmüyor. İnsanlar bu hastalığa kurban olmamak için daha fazla hareket edebilir, sigarayı bırakabilir, strese girmekten kaçınabilir, beslenmesine daha çok dikkat edebilir. Çünkü; yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi hastalıklara bir türlü vazgeçemediğimiz fazla yağlı, tatlı ve tuzlu yiyecekler neden oluyor. Sonuçta yağ birikmesi kalp damarlarını daraltıyor ve bu da enfarktüs demek oluyor.
Kalp rejimi diye bir şey yoktur, fakat yağlardan mümkün olduğu kadar uzaklaşıldığı takdirde sorun azalmış demektir. Kalorileri de hesaplamaya gerek kalmaz.
Ekmek: Beyaz undan yapılan ekmeğin tadı gerçi çok güzeldir ama kepek, çavdar ürünleri daha sağlıklıdır. Çünkü bunlarda daha çok vitamin ve mineral vardır.
Çilek: Çileği krem şanti yerine yoğurtla birlikte yemeniz daha iyi olur. Taze meyveler bol vitamin ve lifli madde içerirler, bu nedenle her gün sofraya konulmalıdırlar.
Kızarmış tavuk: Derisi olmadan yenildiğinde kalp için mükemmel bir besindir. Daha yağlı olan sucuk yerine ekmeğin üstüne tavuğun göğsünden bir parça koyabilirsiniz.
Tatlılar ve çikolata:Bunlar sadece kalp için değil, genel sağlığınız, dişler ve formunuz için de iyi değillerdir. Beyaz şeker ihtiva eden tüm yiyeceklerden maksimum derecede kendimizi uzak tutmalıyız. Asıl ihtiyacımız olan glikozu, beyaz şeker ihtiva eden yiyeceklerden değil de, doğal glikoz içeren ( meyveler, kuru üzüm, kuru kayısı, kuru dut, kuru incir, pekmez ) gibi yiyeceklerden sağlamalısınız.
Tereyağı ile yapılmış pasta ve kekler: Tam bir kalori bombasıdırlar ve vücuda yağ depolarlar. Kalbinizin hatırı için bunları yemekten vazgeçmelisiniz.
Ton balığı: Salatasını veya ekmek üstüne koyup yerseniz, kalbinize iyilik etmiş olursunuz, çünkü balığın yağı kalp için çok faydalıdır. Ayrıca balıkta bol miktarda protein de vardır.
Sucuk salam vs: Bu gibi yiyeceklerde bulunan fazla miktardaki yağ gizli olduğundan insan çoğu zaman fark etmez.
Cips: Televizyon seyrederken atıştırmak için çok güzel bir yiyecektir. Fakat kalp için çok yağlı ve çok tuzludur. Şu andan itibaren bunu yemek listenizden silmelisiniz.
Margarin: Bitkisel yağ içerdiği için kolesterol tehlikesi yoktur ve daha çok doymamış yağ asitlerinden oluşmuştur. Tabiki tüm yemekleriniz için en yerinde olanı *** SIZMA ZEYTİNYAĞI *** kullanmaktır. ( Üstünde * SIZMA * yazması önemlidir. )
Peynir: Kemikler ve dişler için çok önemli olan kalsiyum, peynirde bol miktarda vardır. Fakat bazıları çok yağlıdır. O yüzden az yağlı olanını tercih etmelisiniz.
Patates kızartması: Kalp için sağlıksızdır. En iyisi dondurulmuş olanlardan alıp fırında pişirin.
Mısır gevreği (cornflakes): Şekersiz olarak ve yağsız sütle yendiğinde kalp için sağlıklı bir kahvaltıdır. Çünkü vitamin, mineral, demir ve lifli maddeler yönünden zengindir.
Yumurta: Kalbin düşmanı olarak bilinir. Ancak haftada yenen üç yumurta tehlikeli değildir.
Köfte: Yağsız etten yapılırsa kalp için tehlikeli değildir.
Tereyağı: Hayvansal yağdan yapılır, doymamış yağ asitleri içerir. Kalp için ne kadar az yenirse o kadar iyidir.
Kalbin Hoşuna Giden Yiyecekler
Bol lifli madde içeren yiyecekler yiyin. Kepek çavdar ürünleri, taze meyve ve sebze, lifli maddeler için en zengin kaynaklardır. Lifli besinler kolesterol ve yağ miktarını azaltır.
Sofranızda sık sık balık bulundurun. Balığın içerdiği daha çok doymamış asitler damarlarda yağ birikmesini önler.
Magnezyum kaynaklarını ( fındık, fıstık, baklagiller gibi ) yemeyi ihmal etmeyin. Magnezyum kalbin fonksiyonunu dengede tutar ve adalelere enerji sağlar.
Bol ıspanak yiyin. Bu yeşil sebzede bol miktarda folikasit veB6, B12 vitaminleri vardır.
8 Altın Yaşam Kuralı
- Tansiyonunuza dikkat edin. Göstereceğiniz bu dikkat enfarktüs tehlikesini yüzde 40-60 oranında azaltır.
- Kolesterolünüze düzenli olarak baktırın. Bu da tehlikeyi yüzde 25 oranında azaltır.
- Sigara içmemeyi tercih edin. Ayrıca devam ettirmekten rahatsız olduğunuz herşey için ( olmamasını ve/veya yapmamayı ) * TERCİH EDİYORUM * kelimesini kullanın. - Kan şekerini ciddiye alın. Şeker hastalarının yüzde 70'i kalp dolaşım hastalıklarından ölüyor.
- Kilonuza dikkat edin. İdeal kilo ile tehlike yüzde 50 oranında azalır.
- Günde iki bardak şarap için. Bu da tehlikeyi yüzde 25-45 oranında azaltır.
- Haftada iki kere 30 dakika süreyle yapacağınız spor, tehlikeyi yüzde 45 oranında azaltır.
- Stresten kaçının. Stres tansiyonu yükseltir ve bunun sonucu olarak enfarktüs tehlikesi başgösterir.
- Günde alınan 100 mg. Asetilsalisilasit tehlikeyi yüzde 30 oranında azaltır.
Enfarktüsün İlk İşaretleri
Akut enfarktüsün işaretleri şunlardır:
- Göğüs kafesinde ve buradan iki kola birden, karına, kürek kemiklerinin arasına ve çenenin alt kısmına yayılan şiddetli, uzun süreli ağrılar.
- Çoğu zaman göğüs kafesinde yanma hissedilir, ağrılar boyuna ve karnın üst kısmına da girebilir.
- Göğüs kafesinde sıkışıklık veya şiddetli ağrılar.
- Soluk bir yüz rengi, alında ve dudağın üst kısmında veya yüzün her tarafında soğuk ter.
- Oturmaya veya yatmaya zorlayan nefes alma zorluğu (sık sık derin olmayan nefes almalar).
- Aniden bilinçsiz olarak yere yıkılma.
Son Araştırmalar
Son yıllarda gerek kalp-damar, gerekse kanser hastalıklarının oluşmasında yağ soylu maddelerin önemli rolü olduğu görüşü, yağların sağlığımız için zararlı olduğu izlenimini uyandırabilir. Ancak bu hatalı bir yargıdır. Yağların diyetten tamamen kaldırılması, aşırı ve dengesiz tüketimleri kadar zararlı olabilir. Yağların vücudumuzda bir çok önemli görevleri olup, belli bir düzeyde alınmaları sağlığımız için gereklidir. Hiç yağ yemesek de vücudumuz yağ soylu maddelerin çoğunu nişasta ve proteinli gıdalardan üretebilir, ancak vücutta yapılamayan ve dolayısıyla "elzem yağ asiti" olarak tanımlanan linoleik asitin, diyetle alınan çoklu doymamış yağlarla az miktarda ama mutlaka alınması gerekir. Beslenme ve gıda uzmanı Doç. Dr. Huriye Wetherilt uyarısı şöyle: "Tabağımızdaki kolesterol kanımızdaki kolesterolü pek fazla etkilemez. Diyetten, kolesterol içeren gıdaların çıkarılması yanlıştır, çünkü gereksiz yere besleyici gıdalardan uzak kalınmış olur."
Son 20 yılda yapılan araştırmalar bu sonucu çıkarıyor. Diyetle alınan kolesterol yani tabağımızdaki kolesterol kanımızdaki kolesterolü pek fazla etkilemiyor. Örneğin, yüksek kolesterol içeren bir gıda olan yumurtanın, kan kolesterolünü yükseltme potansiyeli düşüktür. Yoğurt, kolesterol içeren bir gıda olmasına karşın, kan kolesterolünü düşürmekte, LDL/HDL oranını olumlu yönde etkilemektedir. Aynı şekilde balık da kolesterolü yüksek bir gıdadır, ancak içerdiği omega 3 yağ asitlerinden dolayı LDL/HDL oranını düzeltmektedir. Buna karşın, çikolata ve hindistan cevizi yağlarında kolesterol olmadığı halde, bu yağları içeren gıdaların tüketimi kan kolesterolünü yükseltmektedir. Bu nedenlerle, kan kolesterol düzeyini düşürmek isteyen bir kişi, diyetinden kolesterol içeren gıdaları çıkartarak sorunu çözebileceğini düşünürse, yanlış olur ve gereksiz yere yoğurt, balık ve yumurta gibi besleyici gıdalardan yararlanamaz. Zaten yiyeceklerle alınmayan kolesterol açığı karaciğerde yapılan üretimle kapanacaktır. Ancak aşırı düzeylerde ve sakıncalı gıdalarla alınan kolesterolün damarlar üzerinde olumsuz etki yaptığı da bir gerçektir.
KENDİNİZE VERDİĞİNİZ ÖNEMİN DAHA DA YERİNDE OLMASI İÇİN SİGARA İÇMEMENİZ ÖNERİLİR.
Sigara...
Sigara Kalbi Neden Etkiler ?
Nikotin: Alışkanlık yaratıcı bu zehirli madde kalp atışlarını hızlandırır, tansiyonun geçici olarak yükselmesine neden olur.Ayrıca, kanın pıhtılaşma riskini artırır.
Karbonmonoksit: Tütünün yanarken çıkardığı zehirli bir gazdır.Sigara dumanıyla içe çekilerek, kanın kalbe ve vücuda taşıdığı oksijen miktarında büyük azalmaya neden olur.
Bu nedenlerle sigara içtiğinizde, kalbiniz daha çok çalışır ve daha az oksijen alır.
Sigara İçenin Karşılaştığı Risk Nedir ?
Sigara alışkanlığı akciğer kanseri, kalp hastalıkları ve başka hastalıkların ortaya çıkma riskini büyük oranda artırır.Bu hastalıklar her zaman öldürücü olmasa da sağlığınızı ciddi bir şekilde etkileyebilir.İngiltere'de yapılan bir incelemeye göre, günde 20 sigaradan fazla içen tiryakilerin %40'ı daha emeklilik yaşına gelmeden ölmektedir.Oysa bu oran içmeyenlerde %15 dir.
Kadınlar da, enaz erkekler kadar sigaranın zararlarına açıktır.Üstelik sigarayla bağlantılı hastalıkların kadınlarda görünme oranı artmaktadır.35 yaşın üzerinde sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda kalp hastalığı riski çok yüksektir.
Bugün, insanlar kalp sağlığını tehdit eden tehlikeler konusunda daha bilinçliler ve sigarayı bırakmaya yöneliyorlar.Neden siz onlardan biri olmayasınız ?
Ya Sigara İçmeyenlerin Karşılaştığı Risk Nedir ?
Sigaradan iki tür duman çıkar: Birincisi, sigaranın filtresinden süzülüp içe çekilen duman, ikincisi de yanan sigaranın ucundan direk havaya karışan dumandır.ikincisi süzülmediği için ilkine göre çok daha fazla zararlı madde içerir.Bu yüzden, özellikle uzun süreler boyunca bu tür dumanı solumak zorunda kalan sigara içmeyenler için son derece tehlikelidir.
Sigara içen anne-babaların çocuklarında, gene aynı nedenle zatürre, akciğer kanseri, bronşit gibi ciddi göğüs hastalıklarının görünme riski fazladır.İleriki yaşlarında sigara içmeye de eğilimli olurlar.
Bırakmanın Faydaları
Sigarayı bırakırsanız, sağlığınızı tehdit eden riskler büyük oranda azalacaktır.Nikotinin alışkanlık yaratıcı etkisinden dolayı, rahatsızlık ve huzursuzluk duyabilir, zor günler geçirebilirsiniz.Ama sadece birkaç hafta süren bu zor dönem sonucunda kazançlı çıkan siz olacaksınız.Sigarayı bırakmak sadece sağlıklı hissetmenizi değil, kalp hastalıklarına yakalanma riskinin ilk yıl boyunca epeyce düşmesini de sağlayacaktır.Sigara içmemeyi sürdürürseniz zamanla hiç sigara içmemiş birinin sahip olduğu düşük riske de ulaşabilirsiniz.
Sigarayı bırakmanın, sağlıklı bir kalbe ve ciğerlere sahip olma dışında da yararları vardır.Sigarayı bırakmış kişi hemen farkedilir, çünkü yaşamaktan mutludur.Sigarayı bırakana kadar bu duygunun değerini anlamak güç olsa da bıraktığınızda ne kadar hoş bir duygu olduğunu göreceksiniz.Yediğiniz yemeğin tadından başlayarak her şey yeni, zevkli ve lezzetli gelmeye başlayacaktır.Vücudunuz formuna yeniden kavuştukça kendinizi daha canlı hissedecek, sigaraya HAYIR dedikçe kendinize saygınız artacaktır.
Sigarayı Bırakmak İçin İpuçları
- Sigarayı bırakacağınız bir gün seçin ve o gün kesinlikle bırakın.
- Sigarayı bıraktığınızı herkese söyleyin.Çevrenizdekilerin sizi sigarayı bırakmış biri olarak görmesi size destek olacaktır.
- Günlük sigarayı bırakma kararı alın ve her seferinde bu kararınızı bir gün daha uzatın.
- Sigarayı en çok istediğiniz anları belirleyin ve bu anlarda elinize tespih, kalem, dikiş, örgü gibi oyalanacak şeyler alın.
- Sigara içmeyerek bir ayda yapacağınız tasarrufu nereye harcayabileceğinizi düşünün.
- Sigarayı bırakmış biri değil, sigara içmeyen biri olduğunuzu düşünün.Sigara ikram edildiğinde, her seferinde "sigara içmiyorum, teşekkür ederim" deyin.
- Sigara içme isteği duyduğunuzda, bırakmadaki başarınızı ve çektiğiniz zorukları düşünün.
- İlk sigara bırakma denemesinde herkes başarılı olamaz.Sigara bırakılması güç bir alışkanlıktır ama denemekten vazgeçmeyin.
- Bırakma konusunda yardımcı olabilecek yolları araştırın.Doktorunuza sigarayı bıraktırma sakızı, grup terapileri, hipnoz, akupunktur gibi bırakma yolları için başvurabilirsiniz.
Sigara İçmek Ya da İçmemek
İnsanlar birçok nedenden dolayı sigarayı bırakıyorlar.Kötü kokusu, yüksek fiyatı, sigara içmeyenlerden gelen baskı, vücutta zindeliğin eksilmesi bu sebeplerden birkaçı.Ama en önemlisi, sigaranın insan sağlığına yönelik en büyük tehlikelerden biri olduğunun yavaş yavaş anlaşılmaya başlamasıdır.
İnsanlara sigaranın zararlarını sorduğunuzda alacağınız ilk cevap akciğer kanseri olacaktır.Oysa, sigaranın neden olduğu kalp hastalıkları akciğer kanseri kadar sık ve öldürücüdür.
- Sigara içen orta yaşlı erkeklerde göğüs ağrısı (angina pectoris) görülme riski içmeyenlere göre iki kat daha fazladır.
- Günde 20 veya daha fazla sigara içen, 40 yaşındaki her 3 erkekten biri emeklilik yaşına ulaşmadan kalp krizi nedeniyle ölmektedir.
- Gerçekte, sigara alışkanlığı kalp hastalıklarından ölme riskinizi iki kat artırmaktadır.İngiltere'de her sene sigara içen 35000 kişi kalp hastalığından ölmektedir.
Bütün bunlara ek olarak, akciğer kanseri, müzmin öksürük, bronşit, kan dolaşımı bozuklukları, boğaz tahrişi ve ülserin riskini de düşünecek olursanız, sağlıklı kalp isteyenlerin tütüne HAYIR demeleri hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Sigarayı Bırakınca Vücutta Ne Gibi Değişiklikler Meydana Gelir?
- 20 dakika sonra Kan basıncı normale döner.Ellerin ve ayakların sıcaklığı artarak normale döner.
- 8 saat sonra Kandaki karbondioksit seviyesi normale döner.
- 24 saat sonra Kalp krizi riski azalmaya başlar.
- 2 hafta- 1ay sonra Dolaşım düzelmeye başlar.Akciğerlerin kapasitesi %30 artar.
- 1-9 ay sonra Öksürme yorgunluk, nefes darlığı azalır. Ciğerlerdeki siller normal işlevlerini yapabilir hale gelir. Siller ciğerleri temizleyerek enfeksiyon riskini azaltırlar.
- 1 yıl sonra Koroner kalp rahatsızlıkları riski sigara içenlerin yarısı kadardır.
- 5 yıl sonra Kalp krizi riski sigara içmeyenlerle aynı düzeye iner.
Sigarayı bırakmanın sosyal açıdan sağlayacağı faydalar
- Kontrolün kendinizde olduğunu, iradenizin ne kadar kuvvetli olduğunu hissedersiniz.
- Kendinize güveniniz artar.
- Aileniz daha sağlıklı olur.
- Daha sağlıklı görünürsünüz.
- Bir sigara içebilmek için toplantıya ara verilmesini iple çekmezsiniz.
- Sigaraya yapılan zamlar sizi hiç rahatsız etmez.
- Egzersiz yaparken zorlanmadığınız için daha sportif olursunuz, bu da görünüşünüzü değiştirir.
Bana Kim Yardım Edebilir?
İlk durağınız doktorunuz olmalıdır. Grup terapileri öneren sağlık programları size yardımcı olabilir. Sigara içenlerin çoğu grup terapilerini cesaret kırıcı bulur. Amerikan Kanser Birliği, Amerikan Akciğer Birliği, Amerikan Kalp Birliği bu konuda mükemmel programlar bildirmiştir.
Nereden Başlayalım?
Mark Twain'in hoş bir lafı vardır. "Sigarayı bırakmak çok kolay, ben yüzlerce kez bıraktım!" Disiplinli biri için aniden kesmek kolay olabilir, ama çoğu kişi için hiç de kolay değildir. Bir daha sigara içmeme düşüncesi size dayanılmaz gelebilir. Bu yüzden önce kendinize sadece bir hafta bırakacağım diye söz verin. İlk dumansız haftayı başarıyla atlatırsanız başka bir hafta için daha söz verin ve böylece tamamen bırakıncaya kadar devam edin. Başetmeniz gereken iki önemli engel var: Nikotin bağımlılığı ve sigara alışkanlığı
Bağımlılıktan Kurtulmak
Tütün nikotin içerir. Nikotin bağımlılık yapar. Eğer aniden bırakırsanız bir takım fiziksel ve fizyolojik etkiler hissedeceksiniz. İştah açılması, sinirlilik, anksiete (tedirginlik), depresyon, uykusuzluk gibi etkilerdir. İlk hafta bu bırakma belirtileri ağır olur. Ama 2. haftadan sonra azalır. Bir ay içinde ise çoğu yok olur. Yavaş yavaş bırakırsanız bu etkiler daha az şiddetli, ama daha uzun olur. Bu yüzden aniden bırakma önerilir.
Alışkanlıktan Kurtulmak
Düşünmeden, otomatik olarak sigara yakma ve bir nefes çekme alışkanlığından kurtulmalısınız. Öyleyse ne zaman sigara yakmaya yeltenseniz ne yaptığınız konusunda bilinçli olunuz. Sonra neden sigara içmek istediğinizi düşünün. Bir şeye mi üzüldünüz? Her zaman sigara içtiğiniz mekanda mısınız? Sinirli misiniz? Eğer ne zaman ve neden içtiğinizi anlarsanız kendinizi daha iyi kontrol edersiniz.
Nikotin Ciklet ve Bantları Yardımcı Olur mu?
Nikotin çiklet ve bantları sigara alışkanlığından kurtulmanıza ve sistemli olarak nikotin bağımlılığını yenmenize yardımcı olabilir. Tütünde bulunan nikotin zararlı maddeler içerir. Oysa çiklet ve bantlardaki nikotin farklıdır, zararlı maddeler içermez. Böylece sigara içme alışkanlığından yan etkiler azaltılmış biçimde kurtulmanızı sağlar. Bantlardaki nikotin derinizden yavaş yavaş değişik dozlarda kana karışır. Sigara kullanım sıklığına bağlı olarak yüksek dozlarda başlayıp sonra düşük dozlara geçebilirsiniz.
DİKKAT !
Bant kullanıyorsanız sigara içemezsiniz. Eğer içerseniz iki kat nikotin dozu nikotin zehirlenmesine ve kalp krizine yol açabilir. Bant varken sigara içmeye devam ederseniz hastanelik olursunuz. Nikotin çikletlerine gelince, alışkanlıktan kurtulduğunuz an çikleti bırakınız. Hiç bir yöntem sizin nikotin bağımlılığınıza kesin çözüm getirmez. Bunlar sadece yardımcı yöntemlerdir. Önemli olan sizin sigarayı bırakmaya kesin kararlı olmanızdır. Çiklet veya bantlar sigarayı bırakma programında ortaklaşa kullanılır.
Öneriler
- Arkadaşlarınıza, ailenize kısacası çevrenizdeki herkese sigarayı bıraktığınızı söyleyin. Kendinizi ilk bir-iki hafta içinde tedirgin hissedebilirsiniz. Ama bunlar geçicidir. Herkesten yardım ve anlayış beklediğinizi iletin.
- Kendinizi meşgul edin ve sigara içme fikrini kafanızdan uzak tutun. Spor yapabilirsiniz, hobilerinizi geliştirebilirsiniz. Sigara içmeyen arkadaşlarınızı ziyaret edin. Sigara içilen yerlerden (kokteyl, telefon konuşmaları, televizyon seyretme) kaçının.
- Hastane ortamı sigarayı bırakma için en uygun ortamdır. Bu ortam kontrollü ve idealdir.
- Bağımlılıktan kurtulursanız bir daha asla sigara içmeyin. Küçük bir nefes bile! Bir çok kişi sosyal olmak için içtikleri tek sigara ile yine bağımlı oldular unutmayın!
- Bir sigara içeceğinize şunları deneyin: Sigaralarınızın her zaman durduğu yere bir paket çiklet koyun, Sigara içmek istediğiniz herzaman bir bardak su için, Spora başlayın. Böylece tedirginliğiniz azalır ve alabileceğiniz kalorileri yakarsınız.
- Sigaralarınızı her zaman bulamayacağınız yerlere saklayın.
- Karton yerine paket alın.
- Tatlı ve yağlı yiyeceklerden kaçının.Düşük kalorili beslenin. Sigara bırakanlarda kilo alma sorun olabilir.
Bunları Biliyor muydunuz?
Tütüne bağlı hastalıklardan ölüm önlenebilir. ABD'de her yıl 340 bin kişi bu hastalıklardan ölüyor. Sigara içen ve yaşamları boyunca da içmeye devam eden gençlerin yarısı tütün nedeni ile öleceklerdir. Sigara içen annelerin doğacak çocukları da zarar görür. Düşük, düşük doğum ağırlığı, hamilelik komplikasyonları, bebeklik ve çocukluk dönemleri sağlık sorunları riski vardır. Sigara tüm kanser türlerinin %30'nun, akciğer kanserlerinin ise %80-90 nedenidir. Erkeklerde en sık ölüm nedeni olan kanser türü akciğer kanseridir. Kadınlarda en sık neden meme kanseri iken son yıllarda kadınlarda da akciğer kanseri en sık ölüm nedeni haline gelmiştir. Sigara içenlerin, içmeyenlere göre kalp krizinden ölme olasılığı iki kat, ani kalp durması riski üç kat daha fazladır. Pipo ve sigara içenlerde, içmeyenlere göre ağız ve yemek borusu kanserleri beş kat daha fazladır. Sigara, ses kaybına ve ölümünüze yol açan gırtlak kanserinin başlıca nedenidir. Sigara içenler içmeyenlere göre; zatürre, soğuk algınlığı, bronşit, sinüzit gibi hastalıklara daha kolay yakalanır ve daha zor iyileşirler. Hatta sigara içenlerle çalışan veya yaşayan ama kendisi sigara içmeyen kişilerde bile bu göze çarpar. Çocuklarda bu durum daha belirgindir.
Selülit
Güzelliğinizin Düşmanı Selülit Nedir?
Kadınların % 80'i dengesiz beslenme, hareketsizlik, hormonal bozukluklar, sindirim ve kalıtımsal sebeplerden dolayı selülitten şikayet etmektedir. Selülit genellikle bacakların üst kısmında, diz ve bileklerin iç kısmında, kaba et ve baldırların arka kısımlarında ve oyluğun üst kısmında görülen bir rahatsızlıktır. Zayıf hatta sıska kadınlarda bile görülebilir.
Selülit, suyun üst derinin hemen altındaki konjonktiv dokuda toplanıp yavaş yavaş balıkçı ağı gibi yuvarlak iplikçiler meydana getirerek yağ birikintilerini bu ilmekler arasına hapsetmesi ile oluşur. Vücudun ahengi bozulur ve dış hatlar biçimsizleşir.
Turbo-Yex Termoşort'un Tedavi Yöntemi:
Selülitle savaşmanın bir çok yolu vardır; ancak dermatoloji uzmanlarına göre ısı artışı, kan dolaşımının hızlandırılması ve uzun süreli hafif masaj uygulanması en etkili tedavi yöntemlerinden biridir.
*TURBO-YEX termoşortlar ve kemerler İ.Ü. Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı ve Halk Sağlığı kürsüsünce test edilmiş ve antialerjik özelliği onaylanmıştır.
İspanya'da üretilen ve Türkiye mümessiliğinin Yex Tekstil ve Dış Tic. Ltd. Sti'e ait olduğu TURBO-YEX termoşortun kumaş katmanlarının oluşturduğu özel doku (en dışta Lycra, ortada lateks ve iç tabakanın % 80'i pamuklu) doğal hareketler esnasında vücut ısısından faydalanarak fizyoterapik etkilenme ile daimi mikromasaj oluşturur. Hızlanan kan dolaşımının oluşturduğu basınç selülitlerin daralttığı kılcal damar yollarını açar. Selülitin yanına ulaşan fazla miktarda oksijen bu hücrenin yağ kısmını enerjiye dönüştürerek yakar!
Etkiler
- Alınacak netice hormonal dengeye bağlı olarak kişiden kişiye değişmekle beraber, selülitli bölgelerde ortalama 2-9 cm incelme sağlanmaktadır.
- Dahili mikromasaj cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin temizlenmesini sağlayacaktır; "Peeling". Dokunduğunuzda cildinizin yumuşacık ve kadifemsi olduğunu hissedeceksiniz.
- Termoşortunuzu kullanırken cilt üzerinde hafif kızarıklar belirebilir; bu deri altı kan dolaşımının hızlanmasının bir sonucudur. Bu tür bir etki görüldüğünde küre birkaç gün ara verilirse cilt eski haline dönecektir.
Erkekler ve Bayanlar İçin:
Turbo-Yex ürünleri arasında bayan ve erkeklerin kullanabileceği tamamen elastik inceltici kermerlerin birkaç yükseklikte çeşitli modelleri mevcuttur.
Ayrıca bel ağrılarına karşı, vücut anatomisine uygun destekleyici kemerler hareket kabiliyetini sınırlamadan ağrılı bölgede etkili olmaktadır.
Turbo-Yex Mikromasaj Termoşortun Kullanışı
- Ölçülere uygun beden seçimi önemlidir. Gerekenden dar veya bol beden kullanıldığı takdirde arzu edilen etki gerçekleşemez.
- Kür süresi 2 aydır. Bu süre boyunca termoşort "iç çamaşırı giymeden" çıplak tene istisnasız her gün günde 8 saat giyilmelidir.
- Kür tekrarı mümkündür. Kullanım süresinin uzatılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Uyku esnasında giyilmemesi tavsiye edilir.
*TURBO-YEX'i kullanmadan önce herhangi bir losyon sürmeyiniz. Termoşortunuzu giysi altında veya tayt olarak spor yaparken, evde yürüyüşte vs... rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Turbo-Yex'in Bakımı
- TURBO-YEX ürünleri ters yüz edilerek elde, tercihen beyaz sabunla ve iç çamaşırlara gösterilen özenle, hergün veya günaşırı yıkanmalıdır.Deterjan artığından kaynaklanabilecek olası cilt tahrişlerini önlemek için bol suda iyice durulanmalıdır.
- Duruladıktan sonra, termoşortun pamuklu kısmı üste gelecek şekilde havluya sarılıp nemi alınmalı -çabuk kuruması için- içi hava alacak şekilde asılmalıdır.
Beden Ölçüleri
Beden | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
Kalça Çevresi (cm) | 90 | 95 | 100 | 105 | 110 | 118 | 125 |
Ölçü alınırken basenin en geniş yerinden mezurayı yere paralel tutarak, çevre ölçüsünün tam olarak alınması gerekmektedir.
Şifalı Bitkiler
Adaçayı
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.
Ahududu
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.
Anason
Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.
Asma
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
Avokado
Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.
Ayrıkotu
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.
Ayva
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.
Badem
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.
Bakla
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.
Bamya
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10'dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor) ihtiyacımızı karşılıyor.
Bezelye
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.
Brokoli
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.
Buğday
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.
Ceviz Ağacı
Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.
Çam Fıstığı
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.
Çemen
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.
Çöreotu
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.
Çilek
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.
Defne
Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.
Deniz Kadayıfı
Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.
Deniz Yosunu
Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddeleri içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun;deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.
Devedikeni
Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.
Domates
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az.
Dut
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.
Ebegümeci
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.
Elma
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.
Enginar
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur. Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir. Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikleri belirtildi.
Fesleğen
Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.
Fındık
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar
Gelincik
Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.
Greyfurt
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.
Hatmi
Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.
Havuç
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi.
Isırgan
Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür
Ispanak
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.
İncir
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.
Karanfil
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.
Kekik
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.
Kırmızı Biber
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. 100 gram kuru kırmızı biberin 318 kalori enerji verdiğini, 148 miligram kalsiyum, 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), 8,1 gram su, 2 bin 14 miligram potasyum, 41 bin 610 IU A vitamini, 12 gram protein, 293 miligram fosfor, 15 miligram B3 vitamini, 17,3 gram yağ, 152 miligram magnezyum, 2 miligram B2 vitamini, 56,6 gram karbonhidrat, 30 miligram sodyum, 1 miligram B1 vitamini, 24,9 gram lif, 8 miligram demir yanında acılık ve renk maddesi gibi organik bileşikler içerdiğini vurguladı Beslenmede çok büyük öneme sahip kırmızı biberin, bir o kadar da insan sağlığında aranılan bir materyal olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ''Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. Kanser riskini serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar. Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik'te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.''
Kınakına
Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.
Kivi
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.
Kuşburnu
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.
Kiraz
Aspirin yerine kiraz. Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara bire bir olduğunu ileri sürüyor. Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat çekiyor. Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.
Kuşkonmaz
Hazımsızlığa karşı etkili. Antitoksit maddeler içeren bu sebze böbreği toksinlerden arıtıyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylaştırıyor.
Lahana
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.
Maydanoz
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir, kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur.
Mantar
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle Çinliler'in ilaç niyetine yedikleri bu sebze, bünyeyi hastalıklara karşı koruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Marul
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.
Melek Otu
Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.
Meyankökü
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.
Mısır
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.
Muz
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler. Adet sancılarını gidermeye birebirdir.
Nar
Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.
Nohut
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.
Ökseotu
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.
Patates
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir. Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini.
Pırasa
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.
Portakal
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.
Salatalık
Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır. Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.
Salep
Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.
Soğan ve Sarımsak
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle'da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.
Soya
Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve bu da kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır.
Tarçın
Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, hazmı kolaylaştırır.
Tere
İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür, böbrekleri ve idrar yollarını temizler. Kanser, anemi ve lif hastalıklarına karşı etkili. Tere kanserle savaşan sebzelerin arasında olduğu gibi aynı zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit içerenlerin başında geliyor. Tere gibi yeşil sebzeler yiyen kadınların, life ilişkin hastalıklara yakalanma riskleri daha az.
Ton Balığı
Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.
Turp
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.
Üzüm
Üzümde bilinen 20 antioksidant var, siyah üzüm ise yeşil üzümden fazlasını içeriyor. Kan yapar, kanı temizler. Yüksek tansiyonu düşürür. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur. Besleyicidir.
Vişne
İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.
Yenibahar
Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.
Yoğurt
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.
Yulaf
Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. Kandaki şeker miktarını azaltır.
Yerelması
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir.
Zencefil
İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.
Zeytin
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.
Biberiye (Gençlik Aşısı)
Mutfaklarımızda güzel kokusuyla kendine haklı bir yer edinen biberiyenin asıl yeri, aslında yararlarından dolayı ecza dolabı olmalı.Eski zamanda " gençliği geri getiren bitki" olarak anılan biberiye, aşırı çalışmaktan bitkin düşenlere ve siniri bozulanlara birebirdir. Ciltteki sivilcelere iyi gelir, idrar söktürücüdür ve bu nedenle gut hastalığına, romatizmaya, böbrek taşlarına iyi geliyor.Ayrıca harici olarak kullanıldığında, yaraları, ödemi ve vajinal akıntıları durduruyor.
Kekik (Kalp Dostu)
Yazın gelişi ve mangalların ortaya çıkmasıyla birlikte akıllara daha çok gelmeye başladı kekik.Antibiyotiklerden önce ve bulaşıcı hastalıkların salgın olduğu zamanlarda, insanlar kekik gibi güçlü kokusu olan bitkileri vücutlarına sıvayarak korunmaya çalışıyorlardı.Kekik aynı zamanda kuvvetli bir spazm çözücü.Öksürüğe, Kalp çarpıntılarına ve mide kramplarına iyi geliyor.Etlerin üzerine konmasının nedeni de aslında mideyi rahatlatması ve sindirime yardım etmesi.Tüm kış boyunca hergün içilecek bir fincan kekik çayının soğuk algınlıklarına karşı ideal bir korunma yolu olması da bu bitkinin yararları arasında.
Ihlamur (Stres Savaşcısı)
Ihlamurun yaprak ve çiçekleri tedavi edici olarak 18 nci yy.dan bu yana kullanılıyor.Eskiden sadece göz hastalıklarında göze sürülüp buğu yapılarak kullanılan bu bitki, şimdilerde birçok hastalığın tedavisinde akla gelen bir bitki.Örneğin, iyi bir uyku çekmek isteyenler için bir fincan demlenmiş ıhlamur mucize değerinde.Ayrıca düzenli kullanıldığında strese, sinire, iç daralmasına karşı da ideal bir savunucu.Bu bitkiden bahsederken 20 metreye kadar büyüyen ihtişamlı ağacından bahsetmemek haksızlık olur.Sadece heybetli görüntüsü ve kokusu bile isana huzur vermeye yetiyor.
Adaçayı (Uyarıcı Tedavi)
İşte tedavi edici bitkiler içinde bir star.Adaçayı, ıhlamurun tersine, yatıştırıcı değil ama uyarıcı bir bitki.Kan dolaşımını artırdığı, hücre yenilemesine yol açtığı ve sinir sistemine yardımcı olduğu için, sağlıklı ve mutlu yaşam için yüzyıllardır öneriliyor.Özellikle kadınlar için birçok yararı var.
Papatya (Rahatlama Zamanı)
Anne sütünden başka hiçbir şey içemeyecek kadar küçük bebeklere bile midelerini rahatlatmak için papatya çayı verilir.Papatya aslında neredeyse her derde deva.Mideye iyi gelir, yatıştırıcı ve uyku vericidir, ayrıca antiseptik özelliğinden dolayı gözlerede damlatılır.Ayrıca cilt için tonik yerine de kullanılabilir.
Lavanta (Gribe Veda)
Eskiden beri çarşafların ve iç çamaşırlarının arasında görmeye alıştığımız lavanta, aslında böcek ve güvelerle savaşmak için ideal.Lavanta ayrıca idrar söktürücü, kurt düşürtücü de bir bitki.Baş dönmelerine, iç sıkıntılarına karşı da ferahlatıcı bir etkisi var.Genel anlamda uyarıcı bir bitki olduğu için, insanı gribe, halsizliklere karşı koruyan lavanta, hem demlenerek hem tütsü olarak, hem de alkolle karıştırılıp losyon olarak (özellikle yara temizleme de) kullanılabilir.Ayrıca migren ağrılarına da iyi geliyor.
Isırgan (Güzel Saçlar)
Koparmaya çalışanlardan kendini koruyabildiği için pek sevilen bir bitki olmayan ısırgan, ıspanak türünden bir bitki olduğu için zengin demir ve magnezyum içeriyor.Isırgan romatizmaya, damar sertliği olanlara da öneriliyor.Kanı temizliyor, safra kesesi ve pankreas salgılarını düzenliyor, deriyi parlaklaştırıyor.Saç dökülmesini engelleme özelliği de var.
Fesleğen (Uykudan Önce)
Sakinleştirici ve yatıştırıcı bu bitki, nane ve kekikle de akraba.İyi uyuyamayan çocuklara, streste bulunanlara iyi geliyor.Rahat bir gece geçirmek için ideal.Antibakteriyel bir bitki olmasından dolayı, cilt hastalıklarında dıştan tedavisi yararlı.Uykusuz geçen gecelerden kurtulmak isteyenler uyku hapına değil, fesleğene başvurabilir.
İlk yardım...
İlk yardımcı, yaptığı ilkyardım uygulamalarıyla ilgili tüm bilgileri acil bakım personeline vermelidir. Kazazede ve kaza ile ilgili bilgiler, tıbbi tedaviyi yapacak sağlık personeline karar vermede ve teşhis koymada yardımcı olur.
İlk yardımda çabukluk ve kaza yerine zamanında ulaşma ve ilkyardıma hemen başlatmak hayat kurtarıcıdır. Uygulamadaki gecikmeler kanamalardan ölümleri artırır. İlkyardım ile solunumu sağlama vücudun oksijensiz kalmasını önler. Saniyelerle ölçülen ve ancak 3-5 dakikaya kadar uzayan oksijensizlik daha sonra hücrelerin ölmesine neden olur.
Atardamar kanamaları, kan dolaşımının bozukluğu ve şok gibi hayati tehlikeye sokan kaza sonuçları, kısa sürede insanı ölüme götürebilir. Ya da tedavinin zorlaşmasına neden olurlar.
İlk yardımda önemli olan yani hayat kurtaran olaylar:
1. Solunumu sağlama
2. Kanamayı durdurma
3. Şoka mani olma
4. Yarayı ve yaralıyı dış etkenlerden koruma
5. Vücut ısısını koruma
6. Uygun pozisyon aldırma
7. Bilineni ve gerekeni yapma
8. Haber verme
9. Sevketmedir.
İlkyardımın prensipleri ise;
1. Kaza yenini iyi değerlendirmek
2. Kazazedeyi incelemek ve değerlendirmek
3. Çabuk teşhis koymak
4. İlkyardıma hemen başlamak
5. Çevre imkanlarından faydalanmak
6. Haberleşmeyi gerçekleştirmek
7. Uygun pozisyon verme
8. Yapılan ilkyardımlar hakkında bilgi aktarmaktır.
İlkyardımcıda olması gereken özellikler ise;
1. İlkyardımın önemine inanılmalı
2. Kazazedeyi iyi değerlendirebilmeli
3. Çevre şart ve imkanlarından iyi yararlanılmalı
4. Araç ve gereçleri iyi kullanmalı
5. Ne yapacağına çabuk karar vermeli
6. Sorumluluğunu iyi bilmeli
7. Dikkat ve ilgisini dağıtmamalı
8. Ağrı meydana getirmemeli
9. Gerekli bilgileri not etmelidir.
Kitapta kişisel çanta yani ilkyardım malzemeleri ve çeşitleri hakkında detaylıca bilgi verilmektedir. Ayrıca ilkyardım hizmeti veren kurumlar ve ilkyardımda haberleşmenin önemi belirtilmektedir. İlkyardım kartları, kimlerin bunları taşıması gerektiği, hasta taşımada öncelikler, taşımada verilecek pozisyonlar detaylıca anlatılmıştır.
Bunlardan birkaçını özetleyecek olursak;
1. Baş yaralanmalarında oturuş, solunum güçlüğünde yan yatış pozisyonları verilmelidir.
2. Baş travması ve kulaktan kan gelme durumu varsa oturuş pozisyonu aldırılır. Kan gelen kulak tarafına vücutla birlikte yarım döndürülür. Kesinlikle baş sağa-sola döndürülmez.
3. Koma durumlarında soluk yolu açık tutulmaya çalışılır ve hasta yan yatırılır. Baş geriye doğru eğilerek soluk yolunun açılması sağlanır. Komalı sıcak tutulur. Solunum durmuşsa hemen suni solunum yapılır.
4. Alkol komasında hasta derhal kusturulur. Tuzlu su içirilir ya da parmakla yutak refleksle uyarılır.
5. Kanamalarda;
a. Kanayan yere parmakla basınç yapılır.
b. Kanayan yere basınç bandajı uygulanır.
c. Kanayan yer kalp seviyesinden yukarı tutulur.
d. Turnike uygulanır.
e. Soğuk uygulama gibi fiziki etkenlerden yararlanma yollarına gidilir.
6. Kramplarda;
a. Kramplı bölgeye sıcak uygulanır.
b. Kaslara masaj yapılır.
c. Masajla birlikte açma-kapama yapılır.
d. Tuzlu ve sulu içecekler verilir.
7. Güneş çarpmasında hastanın birden soğuk su ile banyo yapması damar felcine neden olabilir.
Kitapta ayrıca ruhsal ilkyardım konularına da değinilmiş stres, alkolizm, iletişimsizlik gibi konularda neler yapılması gerektiği de anlatılmıştır.
Sonuç olarak yerinde ve zamanında yapılan doğru müdahaleler hayat kurtarır. Bilinçsiz uygulamalar sakatlıklara hatta ölümlere neden olur.